Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | dışarıda kalmak | stay out v. | ||
Tom often stays out all night. Tom sık sık bütün gece dışarıda kalır. More Sentences |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | saatlerce soğukta dışarıda kalmak | be out in the cold for hours v. |
General | gece geç saate kadar dışarıda kalmak | stay out late v. |
General | geç vakitlere kadar dışarıda olmak/kalmak | stay out until the early hours v. |
Phrasals | ||
Phrasals | az/ küçük bir kısmı dışarıda kalmak | peek out (from something) v. |
Phrasals | saklandığı yerden az/ küçük bir kısmı dışarıda kalmak | peek out v. |
Phrasals | bir şeyin altından az/küçük bir kısmı dışarıda kalmak | peek out v. |
Phrasals | küçük bir kısmı dışarıda kalmak | peek out of something v. |
Phrasals | küçük bir kısmı dışarıda kalmak | peek out of v. |